İPEK BENİ TEHDİT ETTİ!

İŞADAMI ENVER SELİM KURTOĞLU, ESKİ EŞİ İPEK TUZCUOĞLU’NU 500 BİN TL DOLANDIRDIĞI İDDİASINA YANIT VERDİ. “DOLANDIRMA OLAYI GERÇEK AMA ÖZNE VE RAKAM YANLIŞ”

İşadamı Enver Selim Kurtoğlu, eski eşi İpek Tuzcuoğlu’nu 500 bin TL dolandırdığı iddiasına yanıt verdi. “Dolandırma olayı gerçek ama özne ve rakam yanlış” diyen Kurtoğlu, asıl Tuzcuoğlu’nun kendisine borçlu olduğunu ve 1 milyon TL’lik alacağı için dava açtığını söyledi

 

Eski eşiniz İpek Tuzcuoğlu’nun size açtığı davayla başlayalım. İpek Hanım, ondan 500 bin TL aldığınızı ve geri ödemediğinizi iddia ediyor. Var mı böyle bir borcunuz?

- Yok hayır, benim böyle bir borcum yok. Bakın ortada ilginç bir durum var. Boşanmada bir sene dolmadı. Çekişmeli boşanan çiftlerin, taleplerini mahkemede açık ve net olarak söylemesi lazım. Mahkemede herhangi bir talebiniz olmadığını beyan ediyorsanız, dava bitip karar kesinleştikten sonra da böyle bir iddiayı magazin basınına söylüyorsanız, bu sizin artniyetli olduğunuzun en büyük göstergesidir. Bunun daha önceden planlanmış bir şekilde yapıldığını başka bir gazeteye verdiğim röportajımda da söylemiştim. Ben İpek’in menajeri tarafından tehdit de edildim.

 

Nasıl bir tehditti bu?

- Bu benim açtığım davanın konusu olduğu için pek değinmek istemiyorum aslında. Ancak şunu söyleyebilirim; İpek’le aramızdaki özel konular hakkında ve evliliğimin bitişiyle ilgili konuşmamam için tehdit edildim. “Aksi takdirde neler yapabileceğimizi bilmiyorsun, sen bizi tanımıyorsun” gibi tehditlere maruz kaldım. Onlar iddiada bulundu, ben Türk adaletine güvendiğim için gerekli işlemleri avukat arkadaşlarım aracılığıyla başlattım. Şu anda soruşturma devam ediyor.

 

Siz Çorlu’da boşandınız. Neden boşanma için orayı tercih ettiniz?

- Eski eşim, boşanma sürecini kimsenin duymamasını rica etmişti. Ben de tüm iyi niyetimle kabul etmiştim. Kimse duymasın diye Çorlu Aile Mahkemesi’nde boşandık.

 

Boşanma kararını ne zaman aldınız?

- Aslında ben geçtiğimiz haziran ayında boşanmak istedim. O zamana kadar ayrılmamamın sebebi de rahmetli babasının hastanede yatması ve durumunun ağır olmasıydı. O yüzden çok fazla üstelemedim. Babası temmuz ayında vefat etti, sonra da onun kırkının çıkmasını bekledim. Çünkü baba dediğim bir insandı...

 

 

“HAKİM, SAVCI, POLİS TANIDIKLARIMIZ VAR” DİYEREK TEHDİT ETTİLER

Sizi boşanma aşamasına getiren neydi? Farklı hayat biçimleriniz olduğu için boşandığınız iddia edilmişti...

- İnsanların evlenmesi kadar boşanması da gayet normal. Zaten bu haberler yapılana kadar görüşüyorduk, İpek beni arayıp soruyordu. Bu haberler çıktıktan sonra görüşmemiz kesildi. Ben de kendisine beni aramaması, mesajla taciz etmemesi için ihbarname gönderdim. Bunları medyayla paylaşabilirdim, yapmadım. Çünkü maksadım boşanıp kendi işime gücüme bakmaktı.

Evli olduğunuz dönem İpek Hanım’ın bir röportajı yayınlanmıştı, daha sonra sizin o röportaja tepki gösterdiğinizi duyduk. Aranızın açılmasında o röportajın da etkisi var mıydı?

- İpek, o röportajı yaptığında ben zaten evi terk etmiştim. O röportaj, tamamen benim şu anda açmış olduğum davaya konu olan planın ön hazırlığıydı. “Evliliklerim başarısızlık” diye röportaj yapıp, diğer taraftan boşanmak üzere olduğunuz şahsa “Aman ayrıldığımızı kimse duymasın” diyorsanız, burada bir sıkıntı vardır. Ben de bu konuda kendisinden ricada bulundum, “Hem kimse duymasın istiyorsun, hem de kendin malzeme veriyorsun. Twitter kullanıyorsun, oradan bu sözlerini ‘eski evliliklerim’ diye düzelt” dedim. Bunu da kendisi öğrenilmesin istediği için söyledim, yoksa benim için bir sıkıntı yoktu.

İpek Hanım ne cevap verdi size?

- “Hiç düzeltemem” dedi. “Peki benim erkeklik gururum, şerefim, haysiyetim ne olacak” diye sordum, “O da senin sorunun” dedi. Ben de buna karşılık bir röportajda “Ona maziyi deşme demiştim” diye bir söz söyledim. İpek’in ve menajerinin tehditleri de ondan sonra başladı. “Çıkıp konuşma, hakkında öyle haberler yaptırırım ki sokağa bile çıkamazsın” dedi menajeri. “Sen bizi tanımıyorsun, bizim hakim, savcı, polis tanıdıklarımız var. Senin sabıka kaydını bize getirdiler, ben senin ne olduğunu biliyorum” dedi. O konuşmayı babam da duydu. Hatta babamı da davada şahit olarak gösterdim. Aslında bizim evliliğimiz gayet medeni başladı. İki farklı hayat evlendi, anlaşamadı, bitti. Bittikten sonra herhalde işin ticari kısmı girdi devreye.

Bu açıklamaların ticari kaygılar nedeniyle mi yapıldığını söylüyorsunuz yani?

- İpek Hanım evliliğimiz boyunca çalışmadı. Ben boşanma kararımı belirttikten sonra çalışma kararı aldı.

BORCUM OLSAYDI, DAVA SIRASINDA ALACAĞINI TALEP ETMEZ MİYDİ?

 

Bu arada hakkınızda dolandırıcılık davaları olduğu söyleniyor. Bu iddialar hakkında söylemek istedikleriniz var mı?

- Herkesin adının suça karışabileceği gibi, benim de başıma bazı talihsiz olaylar geldi. Ben çok deli dolu bir gençlik yaşadım. Babam yurtdışında görevliydi, annem de erken yaşta vefat edince ben babaannemin yanında, Ankara-Bahçelievler’de büyüdüm. Ergenlik çağında “ne kadar çok kavga edersen, o kadar namın yürür” diye düşünürdük. O zaman delikanlılar kavga ederdi. Siyasi atmosfer de yüksekti. Neticede geçti, bitti... Benim cezaevine girdiğim bir dönem de var. Ben ticaret yapıyorum ve nakit parayla çalışan bir insanım. Benim ticaretimde senet sepet olmaz, geçerli olan sözdür. Düşünün, benimle bir ticari ilişkiniz var ama bana altı ay boyunca ulaşamıyorsunuz. Nasıl alırsınız paranızı? Mahkemeye verirsiniz değil mi? Mahkeme de bulamadığı şahsa ancak dolandırıcılık davası açar. Fakat bana ulaştığınızda ben borcum olduğunu ikrar edersem ya da o borcu kapatırsam, bunun elde olmayan bir sebepten dolayı oluştuğunu ispat edersem, bu dolandırıcılık davası değil alacak-verecek davası olur. Benim de bu konuyla ilgili herhangi bir sabıkam yok. Bunlar çok ağır ithamlar. Her şeyden önce ben iki çocuk babasıyım. Bir insana kendi menfaatleri uğruna bu yakıştırmalarda bulunurken, bunları da düşünmek lazım.

Borcum yok” diyorsunuz. Peki size neden 500 bin TL’lik alacak davası açtığı konusunda İpek Hanım’la iletişime geçtiniz mi?

- Evet, benim böyle bir borcum yok. Ben zaten diyorum ki; olay doğru ama özne ve rakam yanlış... Borcum olsaydı, bu tip egosu yüksek, grandiyöz bir insan çekişmeli boşanma davası sırasında alacağını talep etmez miydi? İnsana sorarlar, “Sen bunu boşanırken niye söylemedin?” diye. Madem bu kadar şüphelerin vardı, bu tip işlemleri evliyken de yapabilirdin. Ben zaten evliyken 2,5 ay evden ayrı yaşadım, evi terk ettim.

EVLENMEDEN ÖNCE BENDEN 1 MİLYON LİRA ALDI

 

Açtığınız davada talep ettiğiniz para, evlilik süreciyle mi ilgili?

- Benim dava dosyasına koyduğum belgeler, evlenmeden önce yapılanlardır. Boşanma sürecinde bir şey talep etmediğim için evlilik boyunca yaptığım hiçbir masrafı da talep etmem söz konusu olamaz. Çünkü ben bunu boşanma sürecinde kabul etmiş oluyorum. Benim davaya konu ettiğim alacaklarım, ödemelerim, ilk tanışma sürecinde yapılanlardır. Severek evlendiğim bu insanın benimle birlikteliğini tamamen maddi hususlar ve ticari bir zihniyetle yaptığını düşünüyorum. İyi niyetle kendisine vermiş olduğum rakam ve ödemeler 1 milyon TL. Delilerim de var. Bunu talep ediyorum.

Sizden 1 milyon TL borç mu aldı eski eşiniz?

- Eskiden gelen mağduriyetlerini gidermek için istedi. Bunu bana 10 eşit taksitle ödeyecekti. 100 bin TL’den iki taksitini ödedi. Sonrasında ilişkimiz evliliğe dönünce işten ayrıldı. Bilmem anlatabiliyor muyum?

Davada tam olarak neler talep ediyorsunuz?

- Ben mahkemeye delillerimle başvurdum, 1 milyon TL alacağımı, kendisi için yapmış olduğum kredi kartı ödemelerini ve şantaj yoluyla alınan arabamın bedelini istedim. İstemek de hakkım.

ARABAYA DEĞİL PLAKAYA YANIYORUM

 

İpek Hanım’ın sizden arabasını zorla geri aldığı yazılmıştı...

- İpek’i daha tanımadan satın almış olduğum bir araba o.

Ne zaman almıştınız?

- 2011’in eylül ayında. O zamanlar İpek’i tanımıyordum. Onunla 2 Ekim’de tanıştım. “Zorla geri aldım” diyor ama bana özel bir plakası vardı o aracın. Ben 6 Kasım doğumluyum, aracın plakası da 0611. Ben zaten arabaya değil, plaka gitti, ona yanıyorum.

Araba zaten sizinse, neden böyle bir haber çıktı peki?

- Ben arabayı onun üstüne yaptım. Biz Antalya’daydık, “Para lazım” dedi. Zaten bu artık ilişkide standart haline gelmişti. 50 bin TL istedi. “Param yok, tatildeyim” dedim. Arabaya kredi kullanabileceğimizi söyledi. “Kullanabiliyorsan yap ama ben İstanbul’a gitmem” dedim. Arabamı onun üstüne yaptım, o da gitti kredi çekti. “Ben bu krediyi ödedikten sonra arabanın satışını zaten senin üstüne veririm” dedi. Zaten evleneceğiz, ne olacak ki diye düşünüyordum. Hatta ayrılırken de bana “Arabayı sen al, senin arabanı istemiyorum” dedi.

Aracı sizden ne zaman geri istedi?

- Boşanma davasından sonra. “O araba benim” dedi. Babam da “Oğlum ver, başının gözünün sadakası olsun” dedi.

 

Gerçekten hem eski sevgilinize hem de eski eşinize aynı atı mı hediye etmiştiniz?

- Hayır, eski sevgilime hediye ettiğim başka, İpek’e hediye ettiğim başkaydı. İpek’e hediye ettiğim at, kendisinin hayvanlara çok ilgi ve alakası olmadığı için bende kaldı.

GÖNÜLSÜZ DAMAT

 

Evliliğiniz süresince kimin evinde oturdunuz?

- Benim tuttuğum evde oturduk, kirada. Son olarak annesine yakın olmak istediği için annesinin evinin üstünde bir daire tutmuştuk. Yani onun evine taşındığım haberleri de yalan.

Sizin evden ayrılmanızın nedeni neydi?

- 18 Kasım 2011 bam teli... Benim İpek’le beraber olmayı istememin en büyük sebebi, onun çok huzurlu bir insan olduğuna inanmamdı. Ama eski kız arkadaşım ortaya çıkıp da “İpek’e verdiği o atı bana da hediye etmişti” diye açıklama yaptıktan sonra aramızda olaylar başladı ve ben şişmeye başladım. Nikâh tarihimiz alındığında bile evlenmekten vazgeçmiştim aslında. Dikkat ederseniz, evlendiğim gün üstümde bir kumaş pantolon, bir de kazak vardı. Herkes “Nasıl damat bu!” dedi. Nasıl olacak, gönülsüz damat!

EVET, 1 KURUŞ DEĞİL DAHA FAZLASINI HARCADIM

 

Bir dönem de evlilikte para harcamadığınız yönünde haberler çıkmıştı...

- Boşandıktan sonra her yerde “evliliğe bir kuruş getirisi olmayan” diye haberler yaptılar hakkımda. Evet, hakikaten bir kuruş değil, çok çok fazlası oldu, bunu dillendirmedim. Çıkıp hakaret etmemi bekliyorlar sanırım ama ben çevremde sakin yapısıyla tanınan bir insanım. Şimdi çocuklarım ve ailem için konuşuyorum, yoksa onların attığı iki iftira beni bağlamıyor.

YORUM YAP
YORUMLAR