Zeki Müren son yolculuğuna çıkarken ısrarla ne istedi?

Zaman su gibi akıp geçiyor. Baksanıza sevgili Zeki Müren vefat edeli tam 25 yıl geride kaldı. Şaka gibi... Aman hayatı dolu dolu yaşayın. Rahmetli öyle yapmıştı.

DUYUR :

SENİN YORUMUN NE ?

BURAYA TIKLAYARAK YOUTUBE KANALIMA ABONE OLABİLİRSİNİZ

Bilal Özcan yazıyor...

Zeki Müren'le Anılarım - 1'inci Bölüm

İnsanların hayatlarında unutamadıkları günler vardır,

Benim de unutamadığım günlerden biri Zeki Müren’in vefat ettiği gündür.

24 Eylül 1996...

Akşamın geceye döndüğü saatlerdi,

Star TV’de, odamda çalışıyordum,

Televizyonda ana haber bülteni sona ermişti...

Birden gözüm ekranda akmaya başlayan alt yazıya takıldı.

“Zeki Müren İzmir TRT Stüdyoları’nda az önce vefat etti.”

Ekranda peş peşe bu yazı akıp duruyordu, başka hiçbir bilgi yoktu...

Şok oldum,

Hemen Bodrum’daki evini aradım,

Yardımcılarından Hüseyin bey açtı telefonu,

Eşi Fatma hanım ile birlikte yıllardır Zeki Müren’in evinde, ünlü sanatçının her işinde yardımcısıydı.

-“Hüseyin bey Bilal ben, televizyonda şu anda ‘Zeki Müren öldü’ şeklinde alt yazı geçiyor. Haberin var mı bundan, neler oluyor?”

“Ne ölmesi Bilal bey?” demişti...

“Doğru mu söylüyorsun?”

-“Kanal D şimdi geçmeye başladı. İzmir’de hayatını yitirmiş”

“Yapma Bilal bey, bu sabah TRT’den gelip, Muazzez Ersoy’un minübüsüyle aldılar buradan Zeki beyi. Muazzez Ersoy ve Ajda Pekkan da vardı yanlarında. Şoktayım şu anda. Nasıl oldu acaba? TRT, İzmir’de ödül mü ne verecekmiş Paşa’ya. Götürdüler o minübüsle...”

-Sabah evden çıkarken nasıldı?

"Normaldi... Hiçbir şeyi yoktu. Sadece heyecanlıydı biraz, TRT’de Radyosu’nda şarkı söylerken okuduğu mikrofonu vereceklermiş ödül olarak... Bir şey hatırladım... Minübüse bindirdiler, kapıyı açtırdı “Bana seslendi, ‘Bilal’in getirdiği Ana Aslan Kremi’ni getir” diye... Bir koşu içeri gidip onu getirip verdim öyle yola çıktılar..."

Gazeteciliği ve televizyonculuğu hızlı yaptığım yıllarda çok seyahat ederdim.

Her ay en az iki ülkeye gidip televizyon programı için ilginç haberler yapardım.

Her gittiğim ülkeden de dobtum, sevgili Zeki Müren için, onun hoşuna gideceğini tahmin ettiğim oraya özgü hediyelikler alırdım.

İstanbul’a dönünce de o paketi, Bodrum’a giden otobüsler aracılığıyla ulaştırırdım Paşa’ya...

Japonya’dan Kimono, Moskova’dan havyar, Paris’ten parfüm, Londra’dan banyo kozmetikleri, İsviçre’den çikolata gibi...

Hediyeleri aldığında çocuk gibi sevinir, telefonla arayarak sevincini paylaşırdı...

Romanya’ya gittiğimde ise, araştırmış ve ünlü Rumen Doktor Ana Aslan’ın cildin yaşlanmasını geciktiren gençlik kremini öğrenmiştim.

Meğer Zeki Müren Ana Aslan kreminden haberdarmış.

Kerem eline ulaştığında, ne kadar çok teşekkür etti anlatamam...

İşte ünlü sanatçının, İzmir’de ödül törenine giderken ısrarla yanına aldığı kremin hikayesi buydu.