VER 11 SIĞIRI, AL KIZI...

TANZANYA'DAKİ MASSAİ KAMPINDA GÖRDÜĞÜ KÜÇÜK KIZI EVLAT EDİNMEK İSTEYEN SEREN SERENGİL'E KABİLEDEKİLER BU CEVABI VERDİ.

Tanzanya'daki Massai kampında gördüğü küçük kızı evlat edinmek isteyen Seren Serengil'e kabiledekiler bu cevabı verdi.

Bir belgesel çekmek için gittiği Tanzanya'da Massailerin kapmında gördüğü ağzına burnuna sinekler konmuş dünyalar güzeli küçük kızı evlat edinmek isteyen Seren Serengil'e kabilenin ileri gelenlerinin "11 sığır ver, kızı al" sözleriyle şoke oldu. Ama pes etmeyen Serengil, Darüsselam'daki Türk elçiliğine giderek evlat edinmek için yardım istedi. Elçilikteki yetkililerin Tanzanya'da bir çocuğu evlat edinebilmek için 5 yıl ülkede yaşamak gerektiğini söyleyince hayalkırıklığına uğradı.

Bir belgesel çekmek için Tanzanya'ya giden Seren Serengil, Serengeti'de Sero Sokak'taki Serena Resort Otel'de kaldı. Massai kampında gördüğü dünyalar güzeli küçü kızı evlatlık almak isteyen Serengil çocuğun ailesinin, "11 tane sığır ver kızı al" sözleriyle şoke oldu!

Olduvai... Zinyantropus... Laoteli... Hiç anlamadığım bu sözcükler ninni gibi gelmiş, zaten sofrada ne var ne yok silip süpürmüşüm, bir uyku bastırmış ki üzerinize afiyet... Tam hafiften gözlerimi kapatmışım, karşımda oturan aristokrat Sarp Beyefendi'nin sitem dolu sesiyle titredim ve ‘an'a' döndüm; "Siz beni dinlemiyorsunuz galiba!"

 

"Ne haddimize sizi dinlememek" diye kıvırtmaya çalıştımsa da bizimki yemedi tabii; "Söyleyin o zaman ‘Zinyantropus' neydi?" deyince, sınav kapısındaki ortaokul öğrencisi gibi heyecanlanıp kem küm ettim. "2 milyon yıl öncesine ait insan fosili, daha eskisi yok ve Olduvai Vadisi'nde bulunmuş..." diye konuştu. "Tabii ya" dedim, "Zaten Laoteli de..." Bir türlü aklıma gelmiyor, oysa iki dakika önce söylemiş; "Laoteli de 3.6 milyon yıllık insan ayak izlerine deniyor. Neresiydi burası?" Bunu hemen hatırladım, "Tanzanya dedim" bilgiç bilgiç sırıtarak. Çünkü yarım saattir Tanzanya üzerine nutuk dinliyorum Sarp Bey'den. "Orada bir safariye çıksam iyi olur diye düşünüyorum" dedi... Gitmeden bu kadar şey anlattığına göre, onun safari dönüşünü hayal etmek bile tüylerimi diken diken etti. Ama içimden geçenleri söylemeden "Yakışır" dedim sadece. Yüzünde mağrur bir ifadeyle gülümsemekle yetindi sonra da "Seren de zaten Tanzanya ile ilgili öyle ilginç şeyler anlattı ki" dedi...

'SONSUZ DÜZLÜKLER'DE ACAYİP RASLANTI

Malum, Seren Serengil bir süredir Tanzanya'da bir belgesel üzerinde çalışıyordu. Döner dönmez Sarp'la bir yemek yemişler ve ona Afrika macerasının ıcığını cıcığını anlatmış. Ama aralarında öyle bir detay vardı ki neredeyse olmayan şapkam uçuyordu. Seren'in uçağı Nairobi'de aktarma yapıp Tanzanya'nın en büyük kenti Darüsselam'a inmiş, oradan da nereye geçmişler dersiniz; ‘Serengeti'ye... Burası yaklaşık 258 bin nüfuslu bir yerleşim birimi ve dünyanın en büyük doğal parkına sahip. National Geographic'in klasik platosu yani. Bulunduğu bölgenin adı da Seroniera. Seren, Seroniera'daki Serengeti'ye geldikten sonra Serena Resort Oteli'nde kalmış, otelin sokağının adı da Sero'ymuş... Tam ‘Nasıl oluyor da oluyor'luk bir durum yani. Kendini oraların sahibi gibi hissettiğini söyleyen Seren, "Bu ilahi bir işaret" diye neredeyse havalara uçacakmış. Meğersem Serengit, Massai dilinde ‘sonsuz düzlükler' demekmiş. Bölge de zaten binlerce kilometrelik dümdüz alanlardan oluşuyor. Yine de çılgın bir rastlantı yani...

Ver 11 sığırı, al kızı...

Bu arada bizim Google, Serengil'in her yerde yazılıp çizilen 'evlat edinme' macerasının iç yüzünü de öğrenmiş. Bir Massai kampında paçavralar içinde, ağzına burnuna sinekler konmuş dünyalar güzeli kızı görünce Seren birden çarpılıvermiş ve onu evlat edinip İstanbul'a getirmeyi düşünmüş. Bu arada onu bir an önce oralardan kurtarmayı, güzel bir banyo yaptırmayı, cici bici elbiseler giydirmeyi geçirmiş aklından. Durumu kabile büyüklerine açtığı zaman...

 

"Ne demişler biliyor musun" dedi Sarp "11 tane sığır ver al kızı git. Şoka girmiş Seren. Hayat ne kadar acımasız değil mi? Ama kolay pes etmemiş, ne de olsa Koç burcu bizimki..."

Hemen Darüsselam'daki elçiliğimize gitmiş. İzzet-i ikram karşılanmış ama bu evlat edinme meselesini açınca bir kayaya çarptığını anlamış. Tanzanya'da bir çocuğu evlat edinebilmek için 5 yıl ülkede yaşamak gerekiyormuş. Seren'in oralarda 5 yıl değil 5 gün daha fazla durabilmesi olanaksız. Böylece müstakbel evlatlığını gönlüne gömmüş Seren...

 

Afrika maceralarını heykel gibi öylesine dikkatle dinliyor olmalıyım ki ,Sarp, bende hiç alışık olmadığı bu tavrı görünce "Bir sorun mu var" diye sordu. "Hakunata Malata" dedim... Şaşkın şaşkın yüzüme baktı bizim Aristokrat; iyice kafayı sıyırdığımı sanmış olmalı. Sonra hemen ekledim. "Hakunata Malata" dedim... Şaşkın şaşkın yüzüme baktı bizim aristokrat; iyice kafayı sıyırdığımı sanmış olmalı. Sonra hemen "Hakunata malata ‘her şey yolunda, bir problem yok' demektir. Massai dilinde tabii... diye koyuverdim lafı...

Eh bazen il elden, dil dilden üstündür...

YORUM YAP
YORUMLAR