TRT, doktoruna danışsaydı, Zeki Müren o gün ölmeyebilirdi!
Rahmetli Zeki Müren ile ilgili anılarımı yazmaya devam ediyorum.
Bilal Özcan yazıyor...
(Zeki Müren'le anılarım - 7'inci Bölüm)
1996’nın Nisan ayında,
Zeki Müren, telefonda bana mal varlığını anlatıp, ardından, mirasını kimlere bırakacağını açıkladıktan sonra içimi acıtan bir şey daha söylemişti...
“...Çok istediğim halde, kendi adımı taşıyan, müziği seven gençlerin okuyup yetişeceği bir Zeki Müren konservatuarı kuramadım. Ben öldükten sonra belki bir hayırsever çıkar da böyle bir okul açar, kim bilir!”
Türk Sanat Müziği’nin tartışmasız en büyük isminin bu arzusuna, “Allah geçinden versin ama inşallah dileğiniz gerçekleşir Paşam” diye yanıt vermiştim...
Aslında Sanat Güneşi’nin ileriye dönük ‘Zeki Müren konservatuarı’ temennisi sözlü bir vasiyetti.
Gücü yoktu Zeki Müren’in,
ZEKİ MÜREN SON YOLCULUĞUNA ÇIKARKEN ISRARLA NE İSTEDİ? BİLAL ÖZCAN'IN İLGİNÇ YAZISI İÇİN TIKLAYIN
Önceki yazılarımda saydım,
Bir çok hastalığı vardı!
Günde 30 civarında ilaç kullanıyordu,
Yoksa, eski Zeki Müren, eskisi gibi sağlıklı, dışarıda gezen, her gün Bardakçı Koyu’ndan denize giren Zeki Müren olsaydı,
Bana, “Bilalciğim hayattayken bir Zeki Müren Konservatuarı açmaya karar verdim, inşaatını başlatıyorum” derdi...
Oysa,
Heyhaaat...
Onunla bu konuşmayı yaptığımız gün, aramızdan ayrılmasına sadece 5 ay kalmıştı.
Biliyorsunuz işte, 24 Eylül 1996'da ebediyete göçtü!..
YOUTUBE KANALIMA BURAYA TIKLAYARAK ABONE OLABİLİRSİNİZ
Hangimiz bilebilirdik?
Bilemedik zaten...
Halbuki doktorları onun, ileri derecede kalp ve dolaşım bozukluğu hastası olduğunu biliyordu.
O nedenle de çok dikkatli yaşaması, heyecanlanmaması, seyahat etmemesi ve devamlı perhiz yapması gerektiğini sıkı sıkıya tembihlemişlerdi...
Görüşmelerimizde, sağlığından söz açıldığı zaman bunları bana söylüyordu.
Sonra da lafı hemen değiştiriyordu...
Eğer, 24 Eylül 2016 günü TRT görevlileri, Zeki Müren’i Bodrum’dan İzmir’e ödül töreni ve TV programı için götüreceklerini, kalp doktorunu arayarak söyleselerdi,
Örneğin şöyle deselerdi:
“Bizim bir projemiz var, Zeki Müren’i Muazzez Ersoy’un minübüsüyle Bodrum’daki evinden alıp İzmir’e götüreceğiz ve ona TRT stüdyosunda, 40 yıl önce radyoda ilk şarkısını okuduğu mikrofonu armağan edeceğiz. Hemen ardından da orada, ‘Sanat Güneşi’nin sunacağı, Muazzez Ersoy ve Ajda Pekkan ile birlikte bir talk show çekeceğiz”
Doktorunun buna izin vereceğini hiç zannetmiyorum.
Ama hiç...
YOUTUBE KANALIMA BURAYA TIKLAYARAK ABONE OLABİLİRSİNİZ
Böyle çok önemli bir ayrıntının, TRT yönetimi tarafından düşünülmemiş olması çok şaşırtıcı.
Ancak Zeki Müren’in, TRT görevlileri tarafından kendisine sunulan özel yayın ve talk show programı teklifi, sağlık durumunu hiç düşünmeden, hiç konu etmeden kabul ettiği de biliniyor.
O kara günden tam 25 yıl sonra, bugün bu konuda ne isterseniz söyleyebilirsiniz!
Çok alternatifiniz var,
“İşte şöhret böyle bir şey”, “sahne tozu” ya da “ecel çağırmış” diyebilirsiniz...
Ama gerçek olan şu,
Zeki Müren o günden beri yok!
BÜLENT ERSOY MORGDA, ZEKİ MÜREN'İN KEFENİNİ AÇTIRIP YÜZÜNÜ ÖPTÜ! BİLAL ÖZCAN'IN İLGİNÇ YAZISINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN
Yukarıda, ‘Sanat Güneşi’nin Zeki Müren Konservatuarı’yla ilgili serzenişinden ve dileğinden bahsettim,
Ben burada, Zeki Müren’in tüm servetini bağışladığı iki güzide vakfımızın o yıllardaki yönetimlerini tebrik etmek istiyorum.
Zeki Müren’in sadece TV programımda dile getirdiği, başka hiçbir yerde söylemediği bu çok önemli arzusunu bir görev bilip, onun vefatından sonra lise seviyesinde de olsa yerine getirdikleri için.
O okul, Bursa’nın Nilüfer ilçesinde inşa edildi.
2003 senesinde hizmete açılan Zeki Müren Güzel Sanatlar Lisesi’ndeki 21 adet müzik sınıfında, her yıl yüzlerce öğrenci öğrenim görüyor.
Ne mutlu...
Bilal Özcan yazdı...
(Devam Edecek)
BİLAL ÖZCAN: ZEKİ MÜREN, TARKAN KADAR VERGİ ÖDEYECEĞİNİ ÖĞRENİNCE NE DEDİ? TIKLAYIN.
