KADININ NEDEN GENÇ SEVGİLİSİ OLMASIN!
"EVLERDEN BİRİ”NİN LEMAN’I VE ONA HAYAT VEREN BAŞARILI OYUNCU MEHTAP BAYRI, ÇARPICI AÇIKLAMALARA BULUNDU…
Aklında 40 tilki dolaşıyor, aynı anda binbir farklı plan yapıyor. Bir yandan kızını zengin biriyle evlendirip statü atlamanın, bir yandan genç sevgilisiyle vuslata ermenin hayallerini kuruyor. “Evlerden Biri”nin Leman’ı ve ona hayat veren başarılı oyuncu Mehtap Bayrı, şimdilerde izleyicinin yakın takibinde...
* “Evlerden Biri” ekibine katılmanız nasıl oldu?
- “Evlerden Biri” çok doğru zamanda, çok doğru bir proje olarak karşıma geldi. Ata Türkoğlu da çalışmak istediğim bir yapımcıydı zaten. Senaryoyu okuduktan sonra hiç tereddüt etmeden teklifi kabul ettim ve projeye dahil oldum.
* Projede sizi en çok cezbeden neydi?
- Orhan Kemal eseri olması benim için çok önemli, çünkü çok büyük bir yazar... Bir de gerçek bir hikaye... Kol kırılır yen içinde kalır ya toplumumuzda, böyle bir şey vardır, dışarıya hiçbir şey yansıtmazsın. Biz işte o yansıtılmayanı da gösteriyoruz.
* Dizide canlandırdığınız Leman, sizin pencerenizden bakacak olursak nasıl bir karakter?
- Leman’ın bütün yaptıklarının kendince haklı nedenleri var. Genç bir kadın. Parayı seviyor. Zamanında orta halli bir aileyken eşinden dolayı birden yoksullaşıyor. Dolayısıyla yaşamak istediği şeyler var. Çok haklı buluyorum o karakteri. Zaten kötü bir karakter değil Leman. Tek derdi kızını zengin biriyle evlendirip, daha iyi bir sosyal statüye adım atabilmek. Kafanızı çevirip etrafınıza baktığınızda bin tane insanda bu özellikleri görebilirsiniz.
GERÇEK HAYATTA DEKOLTEDEN ÇEKİNİYORUM
* Leman karakterini yaratmak için bir ön çalışma yaptınız mı?
- Senaryoyu okudum, yönetmenle ve yapımcımızla konuştum. Zaten kitabı biliyordum. Gözlemim falan olmadı, sadece dersimi iyi çalıştım. Sonuçta karakter oyuncunun kendisinden çıkıyor. Mutlaka benim içimde de öyle bir Leman var. O ortaya çıkıyor.
* Leman, aynı zamanda dekolte giyinmeyi seven, seksapalitesi olan ve bunu kullanan bir kadın... Siz gerçek hayatta dekolteyi sever misiniz?
- Özel hayatımda o kadar dekolte giyinemiyorum, çekiniyorum. Ama giyindiğim yerler de oluyor tabii. Sonuçta kadınım, yerine göre dekolte yerine göre spor giyinirim.
* “Şen Yuva” dizisindeki canlandırdığınız Mualla karakteri de dekolteyi seviyordu. Bu tarz roller neden hep sizi buluyor?
- Önceden yoktu, sonradan gelmeye başladı. “Şen Yuva”yla birlikte oldu galiba bu. Öncesinde daha mazbut rollerindeydim. Evin masum kızıydım. Birden yelpaze değişti. Nasıl oldu ben de bilmiyorum!
* Bundan sonra da hep aynı tarz roller gelir diye endişeleniyor musunuz?
- Bir rol oyuncuya yapışacak ve ona hep aynı roller gelecek; ben buna inanmıyorum. Mesela, Mualla ve Leman karakterleri arasında çok fark var. Leman bir anda bin tane şeyi geçirebiliyor kafasından. Çıkarları doğrultusunda hareket ediyor. Ayrıca “Şen Yuva” komediydi, “Evlerden Biri” ise dram.
LEMAN’IN AŞIK OLABİLME POTANSİYELİNİ SEVİYORUM
* Oynamam dediğiniz roller var mı?
- Tarz olarak seçmem de eğer kalbimde ve beynimde o karakteri kendime oturtamıyorsam, bir şey eksik kalıyorsa oynamam. Ama bugüne kadar öyle bir şey olmadı, bütün karakterleri severek oynadım.
* Duvarlarınız var mı?
- Leman zaten her şeyi yapıyor... Ben seyircinin karşısında duygu olarak ağlayabiliyorsam, gözyaşımı gösterebiliyorsam, ruhumu açabiliyorsam, her şey belli dozlarda yapılabilir. Benim için öyle bir tabu yok. Tabii bunu kimin çektiği, nasıl yansıtıldığı, estetik ölçüsü de çok önemli. Bahadır İnce o kadar dozunda ve o kadar güzel çekiyor ki, ne ben rahatsız olabileceğim bir şey yaşıyorum ne de seyirci rahatsız oluyor.
* Leman’ın siz en çok hangi yönünü seviyorsunuz?
- Yaşam enerjisini... Çok canlı, şen şakrak... Bir de onun aşık olabilme potansiyelini, aşık olabilme durumunu seviyorum. seviyorum. Erdal aslında kendisinden bayağı küçük. Ama aşkın gözü kördür. Leman hayata tutunmaya çalışıyor. Yöntemleri yanlış olabilir ama yol bulmaya çalışıyor. Mücadeleci ve savaşçı bir kadın.
* Leman’la benzeşen yönleriniz var mı?
- Aşka olan tutkusu benzeşiyor olabilir.
* Bir erkeğin genç sevgilisi olması pek yadırganmıyor da, bir kadın kendinden küçük biriyle olduğunda eleştiriliyor. Tıpkı Leman’ın yaşadığı gibi... Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
- Bence ikisi arasında pek fark yok. Bir erkeğin genç sevgilisi olabiliyorsa kadının neden olmasın! Ülkemizde 60 yaşında bir adam 13 yaşında bir kız çocuğuyla evleniyor ve bu duruma göz yumuluyorken, bir kadının kendinden sekiz-on yaş küçük biriyle beraber olması neden abes karşılanıyor?
SINIRLARIMI ZORLAMAYI ÇOK SEVİYORUM
* Bugüne kadar oynadığınız dizilerde sizi zorlayan bir sahne oldu mu?
- Çok şükür olmadı. Ama olmasını isterim. Oyuncu olarak sınırlarımı zorlamayı, üstüne her gün biraz daha farklı şeyler katmayı çok seviyorum.
* Peki şimdiye kadar canlandırdığınız karakterler içinde en çok hangisini sevdiniz?
- Ayıramam ki, hepsini severek oynadım. Birbirinden farklı olduğu için hepsi de çok özel rollerdi.
* Peki, seyirci sizi en çok hangi rolde sevdi?
- Hem komedi hem dram oynadığım için hepsiyle ilgili çok hoş övgüler alıyorum. Oynadığım rollerin hepsi de akılda kaldı aslında. Ben inanıp severek oynadığım sürece galiba seyirci de ayırt etmiyor.
* Çalışmayı istediğiniz yönetmen ve oyuncular var mı?
- Var tabii. Uğur Yücel ve Şener Şen’le oynamayı, Zeki Demirkubuz’la çalışmayı çok isterim. Taner Birsel’le de tiyatroda aynı sahneyi paylaşmak harika olur. Aslında çok isim var ama bunlar ilk aklıma gelenler.
ÖNEMLİ OLAN ANIN TADINI ÇIKARABİLMEK
* Geçmişe dönme şansınız olsaydı, neyi değiştirmek isterdiniz?
- Aslında değiştirmek istediğim bir şey yok. Oyuncu olmakla çok doğru bir karar vermişim. Bu konuda aileme de çok teşekkür etmek istiyorum, beni çok desteklediler. Ben yaşadığım her şeyden mutlu olmayı bilen biriyim. Hayatın her anı o kadar önemli ki... Ama bazen insan başka şeylerin, dertlerin peşine düştüğü için bunu kaçırabiliyor. Her şey gelip geçici, önemli olan anın tadını çıkarabilmek.
TELEVİZYON İZLEMEYE VAKİT BULAMIYORUM
* Set dışında neler yapıyorsunuz?
- Necmi Yapıcı’yla birlikte oynadığımız “Benimle Delirir misin” isimli tiyatro oyunumuz var. Türkiye’yi dolaşıyor, yurtdışına turnelere gidiyoruz. Uzunca bir süre Almanya’da kaldık, şimdi Belçika’ya gideceğiz. Dizi ve tiyatro zaten zamanımın büyük kısmını aldığı için televizyon bile izlemeye vaktim olmuyor.