Gülben Ergen: Ben markayım, üstüme marka giyinmem gerekmiyor!
Ünlü şarkıcı, sevilen ekran yıldızı Gülben Ergen'in @bilalozcannofficial instagram hesabımda canlı yayında ağırladım. Ortaya ilginç bir sohbet çıktı...
Gülben Ergen’e ilk olarak Hatay’ın bir köyünde evindeki kıt imkanlarla yemekler yapıp 1.1 milyon kişinin takip ettiği Taha Duymaz’ı sordum.
Gülben Ergen geçtiğimiz günlerde Taha Duymaz’la instagram'da canlı yayını yaparak onun biraz daha iyi tanınmasına katkıda bulunmuştu…
Gülben, yayınına konuk almadan önce Hataylı gencin 500-600 bin civarında takipçisi vardı.
Bu gençle ilgili, benim yayınımda söylediklerinin bir bölümü şöyleydi:
“Taha, 12 kardeşten 16 yaşında yemekle marifeti olan pırıl pırıl bir kardeşimiz. Neden Taha’dan bir Nusret olmasın, neden bir aşçı olmasın. Ben de ona destek oluyorum, instagram’da canlı yayın yaptım takipçi anlamında destek olduysam ne mutlu bana…
Artık klişe sözler, yapaylık insanlara sıradan geliyor, bende bazen yapıyorum ama filtreler filan insanlar istemiyor. Taha insanlara çok doğal geliyor, tamamen gerçek o. Bir köy evinde yapaylıktan, filtrelerden uzak marifetlerini ortaya koyması insanların ilgisini çekiyor.”
GÜLBEN ERGEN, 'O SES TÜRKİYE'YLE İLGİLİ TEMENNİME NE DEDİ?
Gülben hanıma, “O Ses Türkiye’ yarışmasında şu anda jüri değişikliği söz konusu, belki size de teklif gelebilir” dediğimde “Olabilir” dedi ve şöyle devam etti:
“Ben O Ses Türkiye’ye son yıllarda Seda Sayan’ın çok yakıştığını düşünüyorum. Çok şey kattığını düşünüyorum. Bütün ilişkileri, bütün neşesiyle… Biliyorsunuz müthiş bir televizyon yüzü Seda.
O Ses’teki halini, tavrını ve şakalarını da çok beğeniyorum, onun kalıcı olacağını düşünüyorum.
Kimin değişeceğini bilmiyoruz, öyle bir açıklama oldu ama doğru karar verilecektir. Bazen değişikliğe gidiyorlar. Biliyorsunuz MFÖ’yi de izledik orada, Gökhanlar’ı da izledik, Yıldız Tilbe’yi de izledik. Senelerdir o kadar çok ismi izledik ki çok doğru bir formatta çok güzel bir iş yapıyorlar bence.”
Gülben Ergen instagram canlı yayınıma evinin balkonundan katıldı...
Gülben Ergen’e, “Siz de olsanız çok yakışırsınız oraya” dedim…
Gerçekten de böyle düşünüyorum.
Bunu, ünlüler dünyasındaki 43 yıllık tecrübeme dayanarak söylüyorum.
Gülben Ergen her şeyden önce çevresine sürekli pozitif enerji veren ve gülümseyen, tebessümü yüzünden eksik etmeyen bir şarkıcı…
Müziği çok iyi bildiği de bugüne kadar zirveye oturan, dillerden düşmeyen şarkılarından belli…
Esprili kişiliği, şakayı seven ancak yeri gelince ağırbaşlı olmasını da bilen, çocuksu tarafını hiç bırakmayan olgun bir sanatçı…
Gülben Ergen, “Siz de olsanız çok yakışırsınız oraya” temennime, “İnşallah” diyerek aslında, ‘O Ses Türkiye’ jüri üyeliği konusunda gelebilecek bir teklife açık olduğunu da göstermiş oldu.
EVİNDE ÇANTA, AYAKKABI, ELBİSE ODALARI, DOLAPLARI VAR MI?
Sevilen yorumcuyla Corona Virüs günlerini de konuştuk.
Karantina günlerinin hepimize öğrettiklerini sayarken, “Ne oldu o alışveriş merakı, ne oldu o kadar marke ayakkabılar, çantalar? Her şeyin ne kadar çöp olduğunu, kadim, kutsal değerlerin, iyiliğin ne kadar kalıcı olduğunu ve önemini gördük bence. Paramızı birazcık daha hesap etmeyi, gelecek kaygısından arınmayı anlattı, öğretti.”
Konu marka ayakkabılar, çantalar olunca, “Peki Gülben Ergen fazla ayakkabıları, çantaları ne yapmayı düşünüyor?” diye sordum…
Yanıtı şöyle oldu:
Gülben Ergen'le canlı yayında hayata dair çok şey konuştuk...
“Bilal bey ben bu konuda hiç iç açıcı örnekler veremeyeceğim size, çünkü ben hiç marka meraklısı olamadım. Ben çocuk sahibi olduktan sonra kıyamıyorum, tabii ki sahnede mesleğim icabı en iyisini giyiyorum ve tabii ki özel hayatımda da çok dikkat ediyorum giyimime kuşamıma.
Eğer incecikseniz giyim masrafınız yüzde 70 düşüyor bir kere, çok uygun giyinebiliyorsunuz fiyat olarak. Benim o kadar çantam, ayakkabım filan yok. O sosyal medyada gördüğümüz dolaplar boyu, 300 tane, 100 tane yok… Yok, yok…
Yok çünkü çocuklarımın öncelikleri var hayatımda. Onların biri futbola gitsin, İngilizce’ye gitsin, İspanyolca’ya başlasın, tenis dersi alsın, yaşamdaki önceliklerim çocuklarla ilgili…
Bu, kendime bakmıyorum anlamına gelmesin, elbette ki ismimin, konumumun neleri gerektirdiğini biliyorum ama kendiniz marka olduğunuza inandıktan sonra üstüne ayrıca bir de marka giymeniz gerekmiyor. Asıl mücevher burası, o yüzden onun üstüne bir tane daha arma, bir tane daha logo koymanın gerekliliğine inanmıyorum ben.
Ben ölüp gittiğimde ana okulları kalacak Bilal bey, çantalar, ayakkabılar, şarkılar, türküler değil, her birine büyük emekler vererek yapılmasına öncü olduğum Türkiye’nin dört bir yanındaki okullar kalacak.”
Evet, Gülben Ergen 2010 yılında kurduğu ve başkanı olduğu ‘Çocuklar Gülsün Diye’ isimli derneğin öncülüğüyle, Millli Eğitim Bakanlığı’yla işbirliği halinde çalışıp Türkiye’nin dört bir yanına 40 tane anaokulu yapılıp açılmasına öncülük etti.
Çok anlamlı ve önemli bir hizmet…
Gülben Ergen canlı yayın sırasında...