GENÇLERE TAVSİYEMİZ; EVLENMEYİN!

BOŞANMALARININ ÜSTÜNDEN 49 YIL GEÇEN HALDUN DORMEN VE BETÜL MARDİN, EVLİKLERİNİN ÖYKÜSÜNÜ VE YILLARA MEYDAN OKUYAN DOSTLUKLARINI ANLATTI.

Türk tiyatrosunun mihenk taşlarından Haldun Dormen ve Türkiye’de iletişim alanında ilklere imza atmış ünlü halkla ilişkiler uzmanı Betül Mardin yıllar önce hayatlarını birleştirmiş, ancak evlilikleri sekiz sene sürmüştü. Boşanmalarının üstünden 49 yıl geçen Dormen ve Mardin, ilk kez Quality of Magazine’e birlikte röportaj verdi, evliklerinin öyküsünü ve yıllara meydan okuyan dostluklarını anlattı.

 

* Nasıl tanıştınız, evlenmeye nasıl karar verdiniz?         

 

Betül Mardin: Ben Haldun’u tanıdığım zaman 17-18 yaşlarındaydı. Onu ilk tiyatro sahnesinde gördüm. Oynadığı oyunun bir nevi prodüktörü gibiydim. Haldun’u göstererek “O mavi kazaklı çocuk iyiye benziyor” dedim. Tanışmadık, görüşmedik de. Ben evliydim zaten o dönem, bir de kızım vardı. Aradan uzun seneler geçti. Ben boşandım, daha sonra altı-yedi ay içinde, 1959 senesinin temmuz ayında Haldun’la evlendik. 61’de oğlumuz Ömer doğdu.

Haldun Dormen: Sekiz yıl evli kaldık, gayet iyi bir evlilikti. Bu evdeki asansörde evlenme teklifi etmiştim. Ama bir süre sonra ikimiz de çok çalıştığımız için aksaklıklar olmaya başladı. Ben gece geç geliyordum, Betül erkenden işe gidiyordu. Zor olmaya başlamıştı, Allah’tan zamanında bitirdik. İlk başta ayrılmak kolay olmadı. Ayrılıklar kolay değil. Hemen dost olamıyorsunuz ama iki taraf da aklını kullanırsa, saygılı olursa oluyor.

 

* Betül Hanım, Haldun Dormen’in oyuncu olması, sahnede olması sizi etkilemiş olabilir mi?  

 

Betül Mardin: Haldun’u ikinci gördüğümde de sahnedeydi, hayranlık duydum, doğrudur. Herkesten farklıydı. Daha Avrupalı bir havası vardı. 26 yaşındaydı, yurtdışından yeni gelmişti. Ben o sırada bir oyunu Türkçe’ye tercüme etmiştim, getirdim Haldun’a verdim bir davette. Genç Oyuncular diye bir şey başlamıştı o sırada, sonra Cep Tiyatrosu... İngilizce ders vermeye başladım orada. Zamanla Haldun’un tiyatrodaki önemini gördüm. O kadar ki, Türk tiyatrosunu Haldun kurtarır düşüncesine inandım. Çünkü o zaman oynanan oyunlarda hiçbir his yoktu. Cümleler defterden okunur gibi oynanırdı. Gerçekle hiç ilgisi yoktu. Haldun ise çok hisli ve gerçekçi oynuyordu. Birdenbire ışık gibi geldi bana. Haldun da bilir, hep söylerim; büyük bir hayranlıkla izledim. Yani yanında olmak, beraber olmak çok hoşuma gidiyordu. Zamanla resmen aşık oldum.

 

* Nasıl bir ayrılık süreci oldu? Kavgalar, küskünlükler oldu mu?

 

Haldun Dormen: Hayır. Biz hiç kavga etmedik. Dediğim gibi ayrılma sebebimiz; birbirimize vakit ayırmamamız.

 

ANNEM, “BETÜL’DEN BOŞANIRSAN SENİ EVLATLIKTAN REDDEDERİM” DEDİ

 

* Evliliğiniz sırasında ya da boşanırken ailelerinizin faktörü ne oldu?

Haldun Dormen: Benim ailem Betül’ü çok severdi, Betül’ün ailesi de beni çok severdi. Öyle kaynana çekişmeleri, aile kavgaları falan hiç olmadı. Ama benim annem boşanmamızı hiç istemedi. Hatta bana “Betül’den boşanırsan seni evlatlıktan reddederim” dedi. (Gülüyor) Ailelerimizin buradaki en büyük faktörü, dost olmamızı sağlamaları. Bu çok önemli bir şey. Oğlumuz Ömer vardı. Ömer için bu dostluğun devam etmesi çok onurlu oldu. O yüzden Ömer çok iyi bir insan olarak yetişti bence.

 

Betül Mardin: Boşandıktan sonra bile haftada bir kere kayınvalidem yemeğe çağırırdı. Cumartesi günleri hep beraber gider, oturur yemek yerdik. Çoluk çocuk sohbet ederdik. Tuhaf bir aileydik yani, hiç ayrılmadık aslında.

 

* Dostluğun devam etmesi zor oldu mu?

Haldun Dormen: İkimiz de bir daha başkalarıyla evlenmediğimiz için zor olmadı. Belki evlenseydik zor olabilirdi. Ailelerin desteği de işin içine girince kolay oldu. Hâlâ da böyle. Ömer’le ilgili bir konu olunca ben hemen Betül’e telefon açıyorum. Ben Betül’ün kapısını çalarken tereddüt etmem, rahatlıkla girer çıkarım, kimse neden diye sormaz.

 

* Bazı çiftlerin boşandıktan sonra düşman olması, birbirilerinin arkasından hakaretler yağdırmasını nasıl değerlendirirsiniz?

 

Haldun Dormen: Bana çok ayıp geliyor. Çok rahatsızlık verici. Yıllarınızı paylaştığınız, çocuklarınızın olduğu insanın arkasından hakaret etmek, duygusuzluk ve rezillikten başka bir şey değil.

Betül Mardin: Sanırım kendilerini haklı çıkarma çabası. Arkasından laf ederek kendi haklılığını ispatlamaya, kendini rahatlatmaya çalışıyor belki de. Acizlik tabii.

 

KADIN, ERKEĞİ KISKANDIRMAZ

 

* Gördüğüm kadarıyla iki baskın karakter var karşımda. Evliliğinizi bu da zorlamış olabilir mi?

 

Haldun Dormen: Olabilir. Ömer, biz boşandıktan sonra annesine “Ayrılmanız iyi oldu, iki volkan arasında yaşamak zordu” demiş. Bu da biraz anlatıyor durumu.

 

* Aranızda kıskançlık krizleri yaşandı mı hiç?

 

Betül Mardin: Kadın, erkeği kıskandıracak bir şey yapmaz.

 

Haldun Dormen: Betül’ün beni kıskandığı bir kere bir durum oldu, o da yanlış anlaşılmaydı. Ben turnedeyken bir kıza evlenme teklifi etmişim diye saçma bir dedikodu gelmiş kulağına. Ama öyle büyük kıskançlıklar falan yapmadı.

 

* Birbirinizin olumlu ve olumsuz yanlarını söyler misiniz?

 

Betül Mardin: Çok hızlı konuşuyor bazen anlamıyorum. Eli çok açıktır, sonrasını hiç düşünmez. Ben çok tedbirliyimdir. Maaşları, kurban paralarını, fatura paralarını hepsini önceden zarflarım. Haldun’un işi iyi gitmedi mi gelir zarflardan ister. Olumlu yanları ise çok iyidir. Kimseye kötülük yaptığını bilmiyorum, yapamaz yani. Kadın ruhundan anlayan kibar bir erkektir. Terbiyelidir.

 

Haldun Dormen: Olumsuz yanı; hemen işlerin negatif yönünü görür, tedirgin olur, karşısındakinin tedbirli olmamasından korkar. Fazlasıyla tedbirlidir. Olumlu yanı ise çok asil ve kültürlü bir kadındır.

 

GENÇLERE TAVSİYEMİZ; EVLENMEYİN!

 

* Hâlâ evli olsaydınız, ne değişirdi hayatınızda?

 

Haldun Dormen: Ya ben onu boğmuştum ya, o beni boğmuştu. Böyle çok daha şey öğrendik hayattan.

 

Betül Mardin: Ne değişirdi bilmiyorum ama şunu biliyorum; ayrılmamız, şu andaki dostluğumuz, evliliğimizden çok daha iyi oldu.

* Evlilikler nasıl yürür sizce?

Betül Mardin: Yürümez, yürür zannedilir ama yürümez.

Haldun Dormen: Evlilik güç bir iş. Geleneksel evlilikler de modern evlilikler de aynı. Hiçbirinin çok da mutlu olduklarını sanmıyorum. Mutlu olanlar varsa da dünyaya öyle bakıyorlardır. Bence birlikte yaşamak daha mantıklı ve daha güzel. Benim kardeşim 10 yıldır biriyle yaşıyor ve çok da mutlu.

 

* Gençlere evlilikle ilgili ne önerirsiniz?

 

Haldun Dormen, Betül Mardin: Evlenmeyin! (Birbirlerine bakıp gülüyorlar)

 

ERKEK, BİRDEN ÇOK KADIN SEVEBİLİR

 

* Betül Hanım, boşanan kadınların depresyon dönemleri olur denir. Siz yaşadınız mı böyle bir dönem?

 

Betül Mardin: Depresyon dönemi boşanmamdan çok sonra oldu. Bir kaza geçirdim, kalçamı kırdım. Hem çalışıyorum, hem çok ağrım var, hem çocuklarla uğraşıyorum. O ara böyle bir dönem geçirdim. Boşanmadan dolayı değildi sanırım.

 

Sizin “Kadınlara Öğütler” başlığı adı altında 10 maddeden oluşan önerileriniz var. Bunlardan ikisini sormak istiyorum. İlkinde “Evlilik şart değil, gerekli de değil, hatta hayatınızda bir problem eksik olur” diyorsunuz.

 

Betül Mardin: Aslında orada bahsettiğim evlilik de değil tam olarak. Çok uzun süren birliktelikler olabilir. Belli bir noktadan sonra tükeniyor. Akşam eve geldiğinde adamın derdini çekemiyorsun. Uzatmanın ne alemi var? Yok ayrılamam, yok bırakamam. Ne oluyor anlamıyorum ki. Bırak gitsin. Bir problemi hayatından çıkarmış olursun.

İkinci maddeye geçelim; “Erkeklerin aynı anda birkaçını sevmeyeceksin. Ama onların böyle bir yeteneği ve şerefsizliği olduğunu bileceksin.”

Betül Mardin: Yalan mı? Kadınlar bir tek erkeği sevebilir ama erkek birden çok kadın sevebilir. O kapasiteleri vardır. Anadolu’da da böyle, aynı anda dört tane kadınla evlenen erkekler var, kuma getiriyorlar. Ve yurtdışında da bir erkek evlendiği zaman “Ben bu kadından başkasına asla bakmam” demiyor. “Seni çok seviyorum” diyor ama 10 sene sonra başka bir kadın daha oluyor.

 

* Peki sizce başarılı kadınların başarılı evliliği olur mu?

Betül Mardin: Ben de merak ediyorum. Görürsen bana da haber ver.

 

BETÜL NASIL YALNIZ YAŞIYOR ANLAMIYORUM

 

* Haldun Bey, bir de sizin açınızdan bakalım. Sanatçı ve yaratıcı erkeklerin evli olmasıyla ilgili ne düşünüyorsunuz?

Haldun Dormen: Kolay değil. Bir kere çok belirgin bir hayatları oluyor. Gecesi gündüzü olmuyor. Mesela eskiden gece 11-12’ye kadar tiyatro oluyordu. Ben eve gelirdim, Betül beni beklerdi. Çay iç, sohbet et derken saat 2-3’e kadar otururduk. Tiyatronun içinde olmayan bir hanım için zor. Şimdi televizyon var. Saat kaçta geleceğiniz, hangi gün çalışacağınız belli olmuyor. Sanatçı olmayan bir insan ile sanatçı olan bir insanın birlikteliği çok zor.

 

Kadınlar sanatla ilgilenen, yaratıcı erkeklerin özgürlüğünü, yaratıcılığını kısıtlayan unsur mu oluyor?

 

Haldun Dormen: Evet, oluyor. Ama düzenli bir hayat seven erkekler için avantajları çok. Hayatınız çok kolaylaşıyor ve düzene giriyor.

 

* Bekar bir erkek olarak hayat sizin için daha mı zor?

Haldun Dormen: Ben yalnız yaşamadığım için benim için çok kolay. Düzenli hayatı seviyorum ben. Evde asistanlarım benimle kalıyor. Mutlaka üç-dört kişi oluyor. Onun için yalnızlık nedir pek bilmiyorum. Hayatta hiç yalnız kalmadım. Betül yalnız yaşıyor, nasıl çekiyor bilmiyorum. Ben yalnız yaşayamam.

 

AŞK, ONSUZ OLAMAMAK HALİ

 

Aşk nedir size göre?

 

Betül Mardin: Onsuz olamamak hali. İlla gelsin.

Haldun Dormen: Vazgeçememek.

 

ÖMER’LE ARKADAŞ GİBİYİZ

* Oğlunuzla ilişkiniz nasıl?

Haldun Dormen: Ömer’le arkadaş gibiyiz. Çocukluğunu daha çok annesinde geçirdiği için arkadaşlık bağımız daha güçlü. Küçüklüğünden beri dertleştiğim kişidir. Benim parasal konularımla o ilgileniyor zaten. Hatta bazen kızıyor bile benim harcamalarıma. O benden değil, ben ondan akıl istiyorum.

 

* Ünlü bir babanın çocuğu olmanın dezavantajlarını yaşadı mı? Ya da mutsuz olduğunu hissettiğiniz oldu mu?

Haldun Dormen: Hayır. Oyuncu olsaydı belki yaşardı, o zaman bu bir dezavantaj olurdu. Ömer, 14 yaşına kadar yönetmen olmak istedi. Daha sonra “Her ay kazandığım parayı bilmek istiyorum” deyip işadamı olmaya karar verdi. Başarılı bir işadamı oldu. O yüzden çok memnunum.

 

YORUM YAP
YORUMLAR