Doğumdan sonra seks hayatı nasıl olmalı?

Tüm dünyanın eşinizle sizin etrafınızda döndüğü günlere el sallama vakti geldi.

Bebek beklerken tek düşündüğünüz o doğduğunda ne yapacağınız, nasıl bir bebek olacağı, odasını nasıl süsleyeceğiniz, nasıl giydireceğiniz oluyor. Tüm dünyanız bebekle ilgili düşüncelerle dolu olunca evliliğiniz, dolayısıyla cinsel hayatınız ikinci plana atılıyor.

Oysa hamilelikte cinselliğin yaşanması sandığınız kadar anormal bir durum değil. Çiftler bu dönemde de mutlu olmanın yollarını bulabiliyor. Çünkü hamilelikle birlikte bazı şeyler değişirken bazı şeyler hep aynı kalıyor.

Hamilelik sırasında neler oluyor?
Gerçekten istekli olabilirsiniz İkinci trimester döneminde yani 3-6 ay arası kadınların büyük bir çoğunluğunda hormonlarda artış görülmeye başlıyor. Bu hormonlar arasında en güçlü olanı ise testosteron hormonu. Anne adayı hamilelikle birlikte görülmeye başlayan fiziksel değişimlere uyum sağlamaya başlıyor.

İlk aylarda görülen uyku, mide bulantısı, kasık ağrıları yavaş yavaş ortadan kalktıkça hamileler de kendini fiziksel olarak daha iyi hissediyor. Ruhsal olarak da hamileliğe uyum sağlamış oluyor. Karnın büyümeye, bebeğin hareketlerinin hissedilmeye başladığı bu dönemde cinsel ilişkiye olan ilgi de artıyor.

Hormonların da artmasıyla bu dönemde bazı kadınlar daha istekli oluyor ve aynı zamanda genital bölge ve göğüslerdeki kanlanmanın artmasıyla orgazm daha yoğun bir şekilde yaşanıyor. İsteksiz de olabilirsiniz Bazı kadınlar hormonların etkisiyle hamilelik döneminde cinsellik konusunda daha istekli olurken bazıları cinsellikten kaçabiliyor. Vücuttaki değişiklikler özellikle hamileliğin ilk üç ayında annenin cinsellikten kaçmasına neden olurken bebeğe bir şey olur endişesi de yaşanıyor. Bu nedenle cinsel ilişkiden uzak durulabiliyor. Bazen de hormonlar anne adayının depresif hissetmesine neden olabiliyor ve bu da anne adayının eşinden uzak durmasına yol açabiliyor. Aynı zamanda hamilelik döneminde koku ve tat alma duyusu hassaslaşıyor ve özellikle bazı kokulara karşı tiksinti oluşabiliyor. Mide bulantısı yaşayan anne adayları, cinsellik sırasında da bunu yaşayabiliyor.

Hamilelik stres yaratıyor
Hamilelikte cinsellikten uzaklaşmanın en önemli nedenlerinden biri de anne adayının vücudunda meydana gelen değişiklikler. Özellikle büyüyen ve süt dolmaya başlayan göğüsler anneyi strese sokabiliyor.

Eşinin göğüslerine dokunmasını istemiyor. Aynı şekilde hamileliğin 4-5’inci ayından itibaren belirgin bir şekilde ortaya çıkan akıntılar, çoğu kadını olumsuz etkiliyor.

Pozisyonlar değişiyor
Hamilelikle birlikte alınan kilolar çoğu zaman seks pozisyonlarında da sorun yaşanmasına neden olabiliyor. Birçok çift her zamanki pozisyonlardan farklı davranmak istemiyor. Aslına bakarsanız bu durum kötü değil aksine iyi.

Çünkü farklı pozisyonlar denemek ilişkiniz için de heyecan verici olabilir. Ayrıca sadece cinsel birleşme değil bu dönemde duygusal olarak hassas olan bir kadının eşi tarafından uzun süre öpülmesi, sevgi görmesi de tatmin sağlamaya yeterli olabiliyor.

DOĞUMDAN SONRA
İlişki öncesi…
Doğumdan sonraki altı hafta boyunca vücut toparlanmaya başlıyor. Fakat bu dönemde cinsel ilişkiye girmek çok doğru değil. Çünkü vücudun ve hormonların kendine gelmesi için belirli bir zaman geçmeli. Bu dönemde uzmanlar kadınların cinsel ilişkiden soğumaması için dokunuşların ve eşten görülen sevginin önemli olduğunu söylüyor. Bu nedenle tam bir birleşme olmadan birbirinize dokunmanız sonraki aşamada yani altı haftadan sonra cinsel ilişkiye girmenizi kolaylaştırıyor.



Dokunulmaz hissetmek
Doğum sonrasında hem anne hem de baba cinsel ilişkiye girmekten çekinebiliyor. Çünkü emziren, bebek doğuran bir anne sanki bir daha eskisi gibi olmayacak gibi düşünülüyor. Baba, anneyi gözünde sadece çocuğunun annesi olarak görmeye başlarken anne de çocuğundan başka birini düşünmek istemiyor. Fakat bu durum çiftlerin birbirlerinden uzaklaşmasına neden olacağı için mümkün olduğunca eşinizle ilişkinizde eskisi gibi olmaya gayret etmelisiniz.

İsteksizlik
Doğum sonrası yaşanan sorunlardan biri de vajinal kuruluk. Bu, cinsel ilişki sırasında kadının acı çekmesine neden olabiliyor. Bu durum çoğu zaman östrojen hormonunun azalmasından kaynaklanıyor. Özellikle emziren kadınlarda görülebiliyor. Böyle bir durumda kadın doğum uzmanınızla görüşüp yardım almalısınız.

Baba da değişiyor
Doğumdan sonra çiftlerin tercihi de değişmeye başlıyor. Yapılan araştırmalar doğum sonrasında erkeklerin de cinsel isteklerinde azalma olduğunu gösteriyor. Cinsel isteksizlik ve ereksiyon kaybı, doğum sonrasında erkekler arasında en sık görülen cinsel sorunları oluşturuyor. Doğumun ardından geçirilen uykusuz geceler, 2-3 saatte bir tekrarlanan emzirme işlemi, bebeğin sık sık hastalanması çiftlerin cinsel yaşamını olumsuz etkiliyor. Bununla birlikte o güne dek sadece birbirine odaklanan çiftler, doğumun ardından neredeyse tüm ilgiyi çocuğa yöneltiyor. Bu nedenle eşlerin birbirlerini heyecanlandırmak için farklı fanteziler denemesi kaçınılmaz oluyor.

Ne yapmalı?
• Bebekten önce cinsel yaşamınızın ne kadar heyecanlı olduğunu düşünmek yerine bundan sonra daha da iyi olacağını düşünerek işe başlayabilirsiniz.
• Yatakta aceleci davranmamalısınız. Ön sevişmenin mümkün olduğunca uzun sürmesine özen gösterin.
• Doğumdan sonra vajina hassas ve kuru olabilir, o yüzden yavaş yavaş ve hassas bir şekilde başlamalısınız.
• Eğer sezaryen yöntemiyle doğum yaptıysanız ve yara hala yumuşak ve hassas ise, yaraya temas edilmeyecek bir pozisyon seçmelisiniz.
Tüm dünyanın eşinizle sizin etrafınızda döndüğü günlere el sallama vakti geldi. Çünkü artık hayatınıza bir bebek girdi! Size düşen doğumla birlikte artan mutluluğunuzda cinselliğe de yer açmak.

YORUM YAP
YORUMLAR