Cinsel yaşamınıza yeni bir yön verecek ilginç bilgiler

Cinsel yaşamı etkileyen birçok faktör var. Bunlar arasında hem duygusal hem de fiziksel etmenler olduğunu söyleyebiliriz.

Cinsel isteksizliğin ya da sürekli cinsellik düşünmenin farklı sebepleri olabilir. Elbette bahsettiğimiz bu iki durum da uç noktalar.

Ama her insan yaşamının bir döneminde böyle durumlar yaşayabilir. Bunların sebebi tamamen ilişkinin duygusal dinamikleriyle alakalı olabilir. Fakat cinsel yaşamı çok ciddi anlamda etkileyen hormon bozuklukları da var. Ve bu fiziksel problemler tedavi edilmezse zaman içerisinde daha büyük sorunlara sebep olabilir. Peki, bahsettiğimiz bu hormon bozuklukları neler ve cinsel yaşama etkileri nasıl?

Cinselliğin temeli: Testesteron

Testosteron erkeklik hormonu olarak bilinse de aslında kadınlarda da salgılanıyor ve bu hormon cinsel istek seviyesini belirliyor.

  • Testosteronun normalden fazla salgılanması yüksek libido olarak tabir ediliyor. Libidonun belirli bir seviyeye kadar artışı hem zevki hem de performansı artıyor. Fakat anormal miktarlarda salgılanan testosteron durdurulamayan cinsel istek problemlerine yol açabiliyor.

  • Kadınlarda cinsel isteğin aşırı artışından kaynaklanan rahatsızlık nemfomani olarak geçiyor. Erkekler de ise bu durumun literatürdeki adı, satiriasis. Her iki cins için kullanılan ortak tabirse, hiperseksüel bozukluk.

  • Benzer bir durum testosteronun az salgılanmasında da karşımıza çıkıyor. Düşük libido olarak tanımladığımız bu durumda vücut kimyasal olarak ilişkiye girmek istemiyor. Dolayısıyla kişinin içindeki cinsel dürtü harekete geçmiyor. Ve bu durum dışarıdan bakınca sanki kişi partnerini istemiyormuş gibi görünebiliyor.

Onsuz olmaz: Oksitosin

Oksitosin, aşk hormonu olarak biliniyor. Bu hormonun kadın için önemi oldukça büyük. Ayrıca araştırmalar, kadın erkek fark etmeksizin, aşık olan kişilerin kanının plazmasında oksitosin hormonuna rastlandığını gösteriyor.

  • Oksitosin hipofiz bezinden salgılanan bir hormon. Cinsel ilişkinin uyarılma safhasında ortaya çıkan bu hormon, ilişkiden alınan zevkin belirleyicisi diyebiliriz. Özellikle de kadınlar için.

  • Oksitosin vücudun stres seviyesini azaltıyor ve ilişkiyi daha zevkli hale getiriyor. Fakat hipofiz bezinde oluşan hasarlar bu hormonun salgılanmasına engel olabiliyor ya da seviyesini düşürebiliyor. Bu da ilişkiden zevk almama ve uzun vadede ilişkiden kaçınma gibi sorunlara sebebiyet veriyor.

Başka neler var?

Kadınlarda östrojen seviyesinin aşırı düşmesi de cinsel isteksizliğe sebep olabiliyor. Menopoz döneminde azalan östrojen hormonu bu süreçte kadının cinsellikten uzaklaşmasına neden oluyor.

  • Mutluluk hormonu olarak bilinen serotoninin de cinselliğe etkisi var. Bu hormon keyifli bir cinsel ilişki sonrasında yükselerek mutluluk hissini artırıyor. Fakat gün içerisinde yaşanan stres ve kaygı, serotonin seviyesini düşürdüğü için kişilerin ilişkiye girme isteğini de azaltabiliyor.

YORUM YAP
YORUMLAR