BİLAL ÖZCAN YAZIYOR: GAZETECİLER ÇOK KIZDI
BİLAL ÖZCAN'IN OKTAY KAYNARCA'YA HAK VERMESİ BAZI GAZETECİLERİ KIZDIRDI. SEVİLEN KÖŞE YAZARI, BU KEZ DE, "OKTAY KAYNARCA'NIN KARISININ BİKİNİLİ FOTOĞRAFLARININ KİME NE YARARI VAR?" DİYE YAZDI...
İŞTE, BİLAL ÖZCAN'IN GÜNDEME BOMBA GİBİ DÜŞEN İLGİNÇ YAZISI:Oktay Kaynarca’nın balayı fotoğraflarından rahatsız olmasını haklı bulduğumu yazdım ya, bazı meslektaşlarımın eleştirisine uğradım.
Yaşça ve tecrübe olarak benden oldukça küçük olan ve sürekli ünlülerin peşinde koşan bir gazeteci şöyle mail yazmış:
“Siz bizim ustamızsınız, inanın böyle yazmanıza çok şaşırdım. Bu şöhret olmanın bir bedelidir. Ve şöhretli kişilerin de her yaptığının haber değeri vardır. Kaynarca, şimdi habere ihtiyacı kalmadığı için böyle konuşuyor. Biz ona bir kötülük yapmışız gibi davranması çok tuhaf”
Genç meslektaşıma uzun bir yanıt yazmayı istedim ama vazgeçtim.
Ona sadece şunu yazdım,
“Biz haberleri insanlar için yapıyoruz, lütfen işini yaparken insanlara karşı hep iyi ol”
Dün sabah eski bir gazeteci arkadaşım aradı:
“Senin bu yaptığına gazeteciliğin nüvesini bozmak denir. Haber haberdir. Hiç kimse haberi yeniden tanımlayamaz”
O FOTOĞRAFIN KİME FAYDASI VAR?
Şöyle cevap verdim:
“Haberi yeniden tanımlayalım demiyorum ki... Zaten onun için, bu işin Başbakan’ın konusu olmadığını yazdım. Benim söylemek istediğim, haber uğruna hiç bir zaman insanlığımızdan, manevi değerlerimizden ödün vermeyelim. Sık sık empati yapmayı bilelim. ‘Haberin tanımını değiştirelim’ demiyorum. ‘Haberi hiç yapmayalım’ diyorum. Eğer yapacağımız haber, bir insanı ve özellikle aileyi üzecekse, o haberin okuyana çok bir yararı olmayacaksa, o haberi yapmaktan vazgeçelim.”
Arkadaşım, “Bunu kimse kabul etmez” dedi, telefonu kapattı...
Oktay Kaynarca’nın karısının bikinili fotoğrafını çekip yayınlamanın kime ne faydası olur?
Bir okur şöyle yazmış:
“...Ama hayranları, eşini görüp, tanır, diğer kadınlarla muhakeme yapma imkanı olur”
Bende diyorum ki o fotoğrafı yayınlamanın okura tek yararı buysa, olmayıversin.
Bunun için bir aileyi üzmeye değer mi?
İşte bu son yazdığım cümleyi, görevini yaparken muhabir, onun aklına gelmezse fotoğrafı götürdüğü müdürü, o da düşünemezse genel yayın yönetmeni düşünmek zorunda.
Ancak o zaman işimizi doğru yapmış oluruz.