Bebeğiniz olduktan sonra cinsel heyecanınızın devam etmesi için bu yazıyı okumalısınız!
O dünyaya geldi geleli her şey daha da güzelleşti güzelleşmesine de, yatak odanız için aynı şeyi söylemek mümkün mü?
Evli çiftlerin cinsel yaşamı hakkında yazılan, çizilen, duyulan ya da görülen birçok hurafe var. Çocuktan sonra monotonlaşan yatak odası hikayeleri mi ararsınız, haftada bire düşen sevişme buluşmaları mı?
Bunların ne kadarı doğru bilinmez ama bebekten sonra evliliğin özellikle de cinsel yaşamın şekil değiştirdiği doğru. Neticede iki kişinin arasında giren üçüncü kişi çocuksa, eskisine yakın bir cinsel hayata kavuşmak yıllar alabiliyor. Konuyla ilgili Korto Psikoloji’den Psikolojik Danışman Yılmaz Erdal’a merak ettiklerimizi sorduk.
Çocuğun anne-babayla uyuması cinsel hayatı nasıl etkiliyor?
Hamilelik sırasında ve doğum sonrasında anne-babaların cinsel hayatlarında zorluklar yaşanabiliyor. Çocukla uyumaya devam etmek anne-babaların cinsel hayatını olumsuz yönde etkileyebiliyor.
Anne ve baba cinselliği yaşadığında çocuk çok küçük olsa da bunu anlar mı? Kaç yaşına kadar çocukla aynı odada cinsellik yaşanabiliyor?
Anne-babanın kendi özel alanlarında cinsellik yaşamaları daha uygun. Hem ebeveynlerin cinsel yaşamının kalitesi hem de çocuğun sağlığı açısından bu daha doğru.
Anne ve babayla uyuması kaç yaşına kadar doğru?
Öncelikle çocukla aynı yatakta uyumak ‘kötü’ bir durum değil. Ama çok geç yaşlara kadar sürekli olarak aynı yatakta veya odada uyumak çocuğun bazı becerilerinin gelişmesini engelleyebiliyor. Farklı kültürlerde farklı doğrular var. Yani bu konunun tek bir doğrusu yok.
Bizim kültürümüz açısından, çocuğun sürekli olarak anne ve babayla aynı yatakta veya aynı odada uyuma sürecinin 2-3 yaş aralığında sonlanması ideal.
Çocuğun düzenli olarak okula veya kreşe gitmeye başlamadan önce kendi başına güvenli bir şekilde uyumayı öğrenmesi bir yandan çocuğun bir yandan da anne ve babanın kendini iyi hissetmesini sağlıyor.
BİREY OLMASI GECİKİYOR
Odayı kaç yaşında ayırmak gerekiyor?
En geç 2-3 yaş aralığında yatağı, odayı bir sorun olmaktan çıkarıp, çocuğun huzurla, güvenle uyuyabildiği bir alana çevirebilmek gerekiyor. Oda ayırma süreci çocuk okula başladıktan sonraki bir döneme kalmamalı.
Böylece çocuğun okula uyumu kolaylaşır. Anne-babayla birlikte uyuyan çocukların okula başlama sürecinde zorluklar yaşanabiliyor.
Çocuğun anne ve babasıyla yatmasının bireysel gelişimi üzerinde ne tür etkileri var?
Uzun süreli olarak çocukla anne ve babanın aynı ortamda uyuması her çocuk üzerinde aynı etkileri göstermiyor. Bir genelleme yapmak gerekirse, çocuğun ilişkilerdeki sınırları öğrenmesi zorlaşıyor. Kendi sınırının, karşıdakinin özel alanının nerede başlayıp nerede bittiğini öğrenmesinin en kolay yolu ‘burası senin, burası benim’ demek oluyor. Ayrıca, çocukla aynı yatakta yatmak, çocuğun kendi başına bir birey olmasını geciktiren bir durum.
Uzun süre anne-babasıyla uyuyan çocukların özgüven gelişimi yavaş ilerleyebiliyor. Odasını ayırırken nelere dikkat etmek gerekiyor?
Anne ve baba yatağı ya da odayı ayırmaya hazır olduğundan emin olmalı. Genellikle ebeveynler hazır olmadığı için süreç uzuyor. ‘Kıyamadım, çok ağladı dayanamadım, bu gece de bizimle yatsa bir şey olmaz dedik’ gibi cümleler çocuk için sürecin giderek zorlaşmasına neden oluyor.
Yatağı nasıl ayırmalı?
Okula gittiniz ve herhangi biri size ‘hemen yatağı ayırmalısınız’ dedi ve eve döndünüz. Kesin ve kararlı olarak ‘bu iş bitti bundan sonra aynı yatakta yatmak yok’ dediniz diyelim. Bunun çok işe yarayacağını düşünmüyorum. Öncelikle yatakları neden ayırdığınızı unutmayın; çocuğunuzun bireyselleşme sürecini, özgüvenini desteklemek ilk amacınız olmalı.
Öfkeli bir tutum bu amacı desteklemez. Kademeli bir süreç yaşamak daha doğru. Uyuyana kadar yanında kalmak, yanında oturmak, yatağına kadar eşlik etmek, hafta sonu bir gün birlikte yatmak gibi birkaç haftaya yayılan aşamalı bir geçiş iyi olabiliyor. Aşamalar arasında geçişlerin net olması ve çocuğunuzun geçişi fark etmesi gerekiyor.
Birlikte uyumakta ısrarcı olursa ne yapmalı?
Tutarlılık ve süreklilik göstermek şart! Çocuğun ısrar etmesi duruma uyum sağlamakta zorlandığı anlamına geliyor.
Bunun için tutarlı bir şekilde, belirlediğiniz programa uymanız, çocuğunuzun size ve böylece kendine güvenmesini sağlıyor. Sözlerinizi sürekli değiştirmeniz sizi çocuğunuzun gözünde güvenilmez yapabiliyor.